Ayça Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kurucusu ve Dil ve Konuşma Terapisti Yasemin Tekin’le bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kendisi dil ve konuşma bozukluğu,ses bozuklukları konuları hakkında bizlere çok değerli bilgiler verdi.
N.Y : Evet hocam bize önce biraz kendinizden bahsede bilir misiniz önce sizi tanıyarak başlayalım…
Y.T: Adım Yasemin Tekin 15.07.1975 İstanbul doğumluyum.Öğretmenlik formasyonumu Marmara Üniversitesi eğitim Fakültesinden aldım .Lisansımı Eskişehir Üniversitesi Sosyal Bilimler/ İktisat Fakültesini yaptım ve Sofya Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları bölümünde Yüksek lisansımı tamamladıktan sonra Kurucusu ve ortağı olduğum Özel Ayça eğitim okulu ve rehabilitasyon merkezinde Dil ve Konuşma bozuklukları uzmanı olarak göreve başladım. Bu alan Türkiye’de çok yeni ..yani o kadar ki toplumun büyük kesimi konuşma terapisti ne iş yapar bilmiyor maalesef.
N.Y: Hangi alanlarda konuşma terapistliğine ihtiyaç duyuyor insanlar ?
Y.T: Antikülasyon bozukluğu yani halk arasında bilinen harfleri söyleyememe mesela R‘leri söyleyememe durumu.Beyaz var hepimizin yakından tanıdığı , sempatik gelir insanlara , küçük çocuklarda falan ama bu bir konuşma bozukluğudur ve tedavisi mümkündür. Çocuklarda ilk beş yaşa kadar R‘yi söyleyememeyi normal görüyoruz fakat ilerki yıllarda hala R Sesini çıkaramıyorsa bir terapistte yönlendirilmesini uygun buluyoruz.. Bununla beraber konuşurken sesin kısılması,çatlaması bunların tedavisini de dil ve konuşma bozukluğu uzmanlığı alanına girer.Geç konuşma durumunda mesela çocuk üç yaşına gelmiş ve hala konuşamıyorsa kesinlikle tedavi ettirilmesi gerekiyor,tedavi edilmezse ileriki yaşlarda daha büyük sorunlara yol açıyor.
N.Y: Geç konuşan çocukların durumunu duyarlı olmayan aileler geciktirebilir değil mi hocam?
Y.T: kesinlikle öyle maalesef gerekçeleri de aman babası da geç konuşmuş, dayısı da geç konuşmuş gibi benzetmelerle önemsemiyorlar ama ileriki yaşlarında bu durum çocuk için çok önemli sorunlara yol açıyor özellikle okul zamanında iletişim çok önemlidir ve iletişim bozukluğu okul başarısını çok ciddi etkiliyor bence.
N.Y: Hocam kekemeliğin de tedavisi var mı varsa nasıl birazda bu konuda bilgiler verirseniz.
Y.T: Kekemeliğin tedavisi var, en kötü ihtimalle fark edilmeyecek düzeyde minimize oluyor.
Afazi ,. Akıcıkılık bozuklukları,hızlı konuşma,Motor konuşma bozuklukları,Apraksi,Dizartri,dudak ve damak yarıklıklarından oluşan konuşma bozuklukları ve işitme kaybına bağlı konuşma bozukluklarını da dil ve konuşma bozukluğu alanına giriyor. N.Y: Hocam Otizm ve Down sendromlu çocuklarda oluşan konuşma bozukluklarını da tedavi edebiliyorsunuz sanırım.. Y.Y: Otizm doğuştan gelen ve yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan karmaşık bir nöro gelişimsel bozukluktur. Otizm’de karşılaşılan en büyük sorun sosyal iletişimdir ve bizde bu anlamda otizmli çocuklarımıza özel eğitimle beraber iletişim konusunda terapiler uyguluyoruz ve çok etkili olduğunu da zamanla görüyoruz.Bizler konuşma terapistleri olarak bu alanda geliştirilmiş bilimsel dayanıklı uygulamaları kullanıyoruz. Ses bozukluklarını da tedavi etiğimiz yöntemlerimiz var ses teli felci,nodüler problemler ve polipler problemlerde ciddi olumlu sonuçlar aldık.
N.Y : Hocam son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir…
Y.T: Her anne babanın çocuğunun bir an önce konuşmasını ister, bunun hem kendilerinde gereksiz beklentiye hatta gerginliğe hem de çocuk üzerinde olumsuz etkilere sebep olduğunu fark etmez. Maalesef Ülkemizde bu konu henüz yaygınlaşmamış olduğundan işin bilincinde olmayan aileler ve hatta eğitimciler bazı şeylerin gecikmesine sebep olabiliyorlar.
Dil ve Konuşma bozuklukları dalı Üniversitelerimizde daha yaygın hale getirilmeli ve lise çağlarındayken öğrencilerimiz eğitmenleri tarafından bu alana yönlendirilmelidirler.
Bizler Özel Ayça eğitim ve rehabilitasyon merkezinde bu alanda çok başarılı sonuçları elde ediyoruz. Otizmli ve Down sendromlu özel çocuklarımıza da eğitim verip onların iletişim konusunda daha hızlı ilerlemelerini sağlıyoruz.
N.Y. Hocam bizlere verdiğiniz bu bilgiler için size çok teşekkür ediyoruz.
Bu konunun gerek tv, gerekse gazetelerde daha çok işlenip halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve okuyucularımız adına size çok teşekkür ediyoruz. .
RÖPORTAJ:NURAY YILMAZ
ANKET
Yükleniyor ...
Bir yanıt yazın